Uzun zaman oldu bloga yazmayalı. Aslında gündem çok yoğun yazacak paylaşacak çok şey var ama, ahh birde yeterli vakit bulabilirsem. İlk fırsatta yine yazmaya başlayağım. Anca bu sefer şiirli bir resim paylaşmak istiyorum. Umarım beğenirsiniz.
30 Aralık 2011 Cuma
12 Temmuz 2011 Salı
Kadınların çıplak güreşi
Bu videoyu tesadüfen buldum. Hani geçen hafta Kırpınar'daki o sıkıcı yağlı güreşlerin üstüne bu güreş adeta orgazm finali gibi geldi. Ve tabiki Blogda paylaşmadan olmazdı. Seveceğinizden eminim. İyi seyirler:)
işte ..
işte ..
29 Haziran 2011 Çarşamba
Haklısın Selçuk, benide bitirdi.:)
İstikrarlı oyunu dışında çok fazla bir özelliği olmayan, Şampiyonlar Liginde boy gösterme fırsatını tepip kümeye düşmekten son anda kurtulan bir takıma transfer olan milli futbolcu Selçık İnan bu hafta bazı haberlere konu oldu.
Tatilde Aysu Baceoğlu ile aynı fotoğraf karesinde görüntülendikten sonra "Bu fotoğraf beni bitirdi" demiş."
haberi yorumlayan okuyucylara bende katılıyorum Selçuk, bu duruş benide bitirdi.:)
İşte yine Aysu:
Tatilde Aysu Baceoğlu ile aynı fotoğraf karesinde görüntülendikten sonra "Bu fotoğraf beni bitirdi" demiş."
haberi yorumlayan okuyucylara bende katılıyorum Selçuk, bu duruş benide bitirdi.:)
İşte yine Aysu:
Superonline kapanıyormuş.
Superonline.com kapanıyormuş. Bugün internette yayınlanan bir haber böyle diyordu. anında ilgili siteye girdim. Haber doğru. superonline.com ana sayfasında şu bildiri vardı:"Superonline.com kapanıyor! Şirketimizi iş planları çerçevesinde 01.07.2011 itibariyle Türkiye'nin haber ve eğlence portalı superonline.com'u kapatma kararı aldık. superonline.com'dan e-posta hizmeti alana kullanıcılarımızın herhangi bir sorun yaşamayacaklarını veya bu durumdan olumsuz etkilenmeyeceklerini bildirmek isteriz."
Aslında benim için çoktan kapanmıştı. Sadece belli bir burukluk çöktü ister istemez. İnternete ilk adımımı 1998 yılında bu siteden atmıştım. Her türk erkeğinin internete ilk bağlandğında aradığı şeyleri bende aramıştım.seks, playboy, çıplak kadın resimleri, seks hikayeleri gibi. Ancak abone olduğum servis sağlayıcısı oludğu için ana sayfa olarak çıkıyordu.Böyle olunca öncelikle tüm siteyi incelemiştim.
"Superonline World Club"u tıkladım. Üye oldum. O günün internet teknolojisine göre oldukça güzel tasarlnmıştı. Mini bir web sayfası yapma imkanı veriliyordu. Oyunlar vardı, okey, tavla ve kağıt oyunları. Ama en önemlisi internette ilk defa girdiğim sohbet odaları vardı. Önce anlamsız anlamsız sohbetlere bakıp, ürkek bir şekilde birşeyler yazmaya başlamıştım. Pek ilgi görmüyordum ilk başlarda. üyelik sayfama güzel resimler şiirler ve yazılar ekledim kısa sürede. Böyle olunca sohbet odalarında kısmen ilgi görmeye başladım. Çünkü amacım sadece sohbet değildi ve bu anlaşılmıştı.
Çok kısa sürede pek çok arkadaş edindim. Ve sanal alemin meyvelerini çok erken bir zamanda yemeye başladım. Tahmin edeceğiniz üzere internet üzerinden ilk kez buradan tanışıp işi buluşmaya kadar götürüp hani aşktan çok seks arkadaşlıkları edinmiştim buradan.
Kuşkusuzki buradan tanışıp hayatlarını birleştiren arkadaşlarımızda vardı.İşte güzel bir örnek
Club çoktan kapanmıştı. Yani zaten artık yoktu ama sitenin komple kapanması hüzünlendirdi beni.
16 Haziran 2011 Perşembe
Bir araştırmanın hatırlattıkları..
Önce Bir araştırma haberi;
DTK International’ın Türkiye genelinde gerçekleştirdiği Güvenli Seks Araştırması, Türklerin seks hayatı hakkında bilgiler veriyor. Cevapların geneline bakıldığında erkeklerin seks konusunda daha açık görüşlü olduğu görülüyor.
İlk cinsel deneyim yaşı: Yüzde 53 ortalamayla ilk cinsel deneyim, 18 yaşın altında yaşanıyor. “16-18 yaş arasında” diyenlerin oranı yüzde 35, “16 yaş altında”kilerin oranıysa yüzde 18.
18 yaş altı ilk cinsel deneyimlerini yaşayanların yüzde 65’i ankete Antalya’dan katıldığını belirtiyor. 16-22 yaşlarında ilk cinsel deneyimlerini yaşayanların oranı, yüzde 61. Heteroseksüeller yüzde 63’le ilk sırada. Onları yüzde 59’la biseksüeller ve yüzde 52’yle eşcinseller takip ediyor. 16 yaşından küçük cinsel deneyim oranı eşcinsellerde yüzde 28’e ulaşıyor.
Aşk ve seks: Erkeklerde cinsel ilişkiye girmek için aşık olmak gerekmiyor. “Birisiyle cinsel ilişki yaşamak için ona aşık olmak gerekir mi?” sorusuna, kadın ve erkek farklı cevaplar veriyor. Kadınların yüzde 62’si “Evet” derken, erkeklerde bu oran yüzde 18.
Ön sevişme önemli “Seksin en iyi kısmı hangisi?” sorusuna katılımcıların yüzde 42’si ön sevişme, yüzde 27’si cinsel birleşme cevabını veriyor.
Ne sıklıkta seks yapılıyor? “İstediğiniz sıklıkta seks yapabiliyor musunuz?” sorusuna kadın ve erkek katılımcıların cevapları yüzde 51 ortalamayla büyük ölçüde paralellik gösteriyor: “Evet” Erkekler en çok anal seks (yüzde 17) ve üçlü seks (yüzde 16) denemek istiyor.
Fanteziler ne diyor? Fantezilerse katılımcı profiline göre önemli ölçüde farklılıklar içeriyor. Kadın katılımcıların istekleri erkeklere kıyasla daha çeşitli. “Her şeyi denemek isterim” cevabını veren erkeklerin oranı yüzde 24’ken kadınlarda bu oran sadece yüzde 12’de kalıyor. Kadınların fantezileri arasında, uçakta seks yapmak veya bir seks partisine katılmak ilk sıralarda yer alıyor.
Nerede, ne zaman? Seks zamanı, saati ve yeri, yine erkek-kadın farklılığını ortaya koyuyor. Erkeklerin yüzde 43’ü her an her yerde seks yapabileceğini belirtiyor. Kadın katılımcıların cevaplarıysa yüzde 48 oranında gecede yoğunlaşıyor.
Kondom kullanımı : “Son kez seks yaptığınızda kondom kullandınız mı?” sorusuna erkek katılımcıların yüzde 71’i, kadınlarınsa yüzde 66’sı “Evet” diyor. Özellikle eşcinsel, 25-34 yaş grubu, kamu görevlisi ve metropol kategorilerindeki katılımcılarda kondom kullanımı yüksek. “Ne sıklıkla kondom kullanıyor-sunuz?” sorusunaysa “Hiçbir zaman” cevabını veren katılım-cıların oranı yüzde 42. “Her zaman kondom kullanıyorum” diyen erkeklerin oranıysa yüzde 19.
Bu arada katılımcıların 1/3’ü kondom satın alırken utanıyor. Kadınların utanma oranı yüzde 35, erkeklerinse yüzde 26. Erkekler ağırlıklı olarak geri çekilme yöntemini tercih ediyor.
“Partneriniz kondom kullanmak istemezse ne yaparsınız?” sorusu karşısında kadınların yüzde 32’si başka doğum kontrol yöntemleri tercih edebileceğini belirtiyor. İlişkiden vazgeçmeyi tercih edenlerin oranı da yüzde 15.
Mastürbasyon : “Haftada 1 kez, 2 kez, 3-6 kez, her gün” cevabını veren erkeklerin toplam oranı, yüzde 50’yi buluyor. “Ayda bir kez, 2 haftada bir ve nadiren” cevabını veren erkeklerin toplam oranıysa yüzde 29"
Bu araştıma bana konuyla ilgili farklı şeyler hatırlattı. Çünkü ana mevzu fantazi.
Kadın ve erkeklerin bir bölümü gerek mahalle baskısı ve gerekse içine kapanıklık duygusu yüzünden cinselliğini istediği tarzda yaşamıyor. Bırakın fantazileri normal ilişki bile çoğu için bir kabus. Başta yukarıdaki araştırma olmak üzere pek çok araştırma bu durumu doğruluyor.
Ancak günümüzde artık kabuğunu kırmak çok zor değil. Başta internet olmak üzere pek çok kapı (tv, cep telefonu gibi.) insanların bu kabuğu kırmasında oldukça etkili olmuş durumda.
Mesela evinden hiç çkmayan, çıkamayan, erkeklerle görüşmesi dahi yasak olan bir ev kızı/kadını uydu kanallarındaki telefonlardan birini arıyor ve reele taşımazsa bile telefon yoluyla içindeki bastırılmış duyguları açığa çıkarıyor. Yine blog okuyucularının çok iyi bildiği internet ise artık normal bir kaçamağı değil, en renkil fantezi dünyasının büyüsünü rahatça gözler önüne seriyor.
Böyle olunca mesela benim beraber oldğum kadınlardan bazıları adeta çılgınlık derecesinde içlerindeki ukdeleri açığa çıkarmışlardır.
Bunlardan bazıları şöyledir. İsim yerine sadece isimlerin baş harfini kullanacağım, affınıza sığınarak;
- Açık alanda sevişme isteği.(E.., buna çok hevesliydi. Daha çok orman içi, yada bir göl kenarında sevişmeyi istemişti. Ancak içindeki fantazilerden sadece denize bakan bir balkonda gece vakti, ay ışığında yaşadık .)
- Sinema gibi kısmen kalabalık ama kimsenin kimseyi görmediği yerler.(Bir başka E..., sinemada herkes filmin heyecanına dalmışken o eğilmişti üstüme bana oral seks yapıyordu.)
- Farklı erotik kıyafet ve iç çamaşırı giyme. Bu zaten pek çok kişinin yaşadığı sıradan bir olay. Ancak M.., ilk defa benim için böyle bir iç çamaşırı aldığını itiraf etmişti)
- Yağmur altında veya kar üstünde sevişme.(S.., ile Bakırköy Deniz otobüsleri iskelesinin denize bakan arka kısmında bir yağmur altında birbirimizi okşayrak boşaltmıştık.Gayet tabiki biraz uzamıştı ve epeyce yağmur yemiştik.)
- Yukarıdaki ilk E.., toplu tecavüze uğramayı hep hayal ederdi. Tek kişilik tecavüz deneyelim dedik ama olmuyor ya. En azından bana uymadı.Ne o öyle zorla..!!
- Gündüzleri normal bir iş yada ev kadını iken geceleri fahişelik yapma isteği. Bunu düşünen pek çok kadının maddi geçim kaygısı yok. İstenen şey sadece fantazi yaşamak ve farklı erkeklerle beraber olmak. (Y..'nin böyle bir fantazi ve hayali vardı. Ne yazıkki benimle normal sevişmenin dışına çıkamadı.)
- Bir deniz kazası sonucu ıssız bir adaya tanımadığı bir erkekle düşme kurgusu. (M.., izlediği Lost Dizisinin etkisiyle benimle böyle bir fantazi düşlüyordu hep. Ama yine bir otel odasında yaşadık fantazilerini)
Beni sorarsanız; pek çok erkek gibiyim aslında. Sikilecek temiz bir am, öpülüp koklanacak bir göğüs ve okşanacak güzel ve hareketli uyumlu bir ten. Yer neresi olursa olsun yeterki kimse olmasın.(Çok sıradan oldu biliyorum, ama bana bunlar yeter)
Benden şimdilik bu kadar, ama sevgili blog okuyucularınında mutlaka çok eksterm fantazileri olacaktır.
Etiketler:
cinsellik,
fantazi,
haftada kaç kez,
kondom,
masturbasyon,
seks,
tecavüz
8 Haziran 2011 Çarşamba
Genç bir kızla sevişme isteği..
Pek çok insan, yani hem kadın-hem erkek, doğal seks yaşantısında, başta eşi olmak üzere yaşına yakın olanlarla daha çok seks yapar. Sanırım bu tür bir beraberliğe ulaşmak daha kolaydır. Olayın duygusal, yani aşk boyutu belli bir zaman sonra çok önem taşımıyor. Daha çok cinsel doyum ve mutluluk ön plandadır. Olayın dar çerçevede sadece seksle sınırlı kalması ve özellikle gizli kalması, her iki cins içinde aslında istenen birşey. Çünkü, genelde boyunca çocukları olan, toplum içinde belli bir yer edinmiş,az çok tanınan bir kişilik vardır. Her adımı ve her hareketi izlenen biri elbetteki çok özel sırlarının saklı kalmasını ister. Bu sırların ifşa olunması durumunda toplumdaki karizmasının çizleceğini bilir.
Bu nedenle çok özel paylaşımlarını, mesela farklı bir kişi ile sevişmek istediğinde ve buna imkan bulduğunda tercihi genelde yaşı ve kariyeri kendisine yakın olan karşı cinstir. Buluşulur, seks yapılır, hoşça vakit geçirilir ve sonra hiç birşey olmamış gibi herkes evine işine gider.
Reel hayatımda pek olmamakla beraber, internet üzerinden tanışıp, buluşup ve cinsellik yaşadığım kadınların tamamına yakını bu özellikte olan bayanlardı. Sadece birisi hemen hemen yarı yşaımdaydı ve zaten onunlada kısa sürdü. laf aramızda tadı hala damağımda;)
İşte sevgili okuyucu, bu tadın hala damağımda olmasının etkisindenmidir nedir. Bahar gelip sonra çok kısa sürede yaz ayına girince her insan gibi benimde hormonlarımdaki hareketlilik dışa vurma noktasına geldi. Benim için reelde çok zor böyle birini bulmak, internetten tanıştıklarım ve konuştuklarım içinde ciddi bir yaklaşımla birşeyler yaşamak mümkün olabilir. Deneyeceğim. Ama şimdilik mailime bir şekilde gelen bazı resimleri buradan paylaşayım. Resimdekiler ecnebi ahalisinden. Ama kızlar hem genç, hem de mini ve hoş tepecikler ile dayanılmaz kıvrımlardan oluşuyorlar.Beğeninize.:)
Bu nedenle çok özel paylaşımlarını, mesela farklı bir kişi ile sevişmek istediğinde ve buna imkan bulduğunda tercihi genelde yaşı ve kariyeri kendisine yakın olan karşı cinstir. Buluşulur, seks yapılır, hoşça vakit geçirilir ve sonra hiç birşey olmamış gibi herkes evine işine gider.
Reel hayatımda pek olmamakla beraber, internet üzerinden tanışıp, buluşup ve cinsellik yaşadığım kadınların tamamına yakını bu özellikte olan bayanlardı. Sadece birisi hemen hemen yarı yşaımdaydı ve zaten onunlada kısa sürdü. laf aramızda tadı hala damağımda;)
İşte sevgili okuyucu, bu tadın hala damağımda olmasının etkisindenmidir nedir. Bahar gelip sonra çok kısa sürede yaz ayına girince her insan gibi benimde hormonlarımdaki hareketlilik dışa vurma noktasına geldi. Benim için reelde çok zor böyle birini bulmak, internetten tanıştıklarım ve konuştuklarım içinde ciddi bir yaklaşımla birşeyler yaşamak mümkün olabilir. Deneyeceğim. Ama şimdilik mailime bir şekilde gelen bazı resimleri buradan paylaşayım. Resimdekiler ecnebi ahalisinden. Ama kızlar hem genç, hem de mini ve hoş tepecikler ile dayanılmaz kıvrımlardan oluşuyorlar.Beğeninize.:)
Etiketler:
amcık,
genç kız amı,
kıvrımlar,
seks,
sevişme isteği
26 Mayıs 2011 Perşembe
Tarihte bir 19 Mayıs tatili sonrası.-3-
Hiç hatıra anlatmayı düşünmemiştim aslında. Bu olayı bunca yıl zarfında reelde hiç kimseye anlatmamıştım. Sanalda ise sadece bir sevgilime anlatmıştım. Hani ilk macera, ilk milli olma muhabbetinin bir sonucu olarak.
Çok kısa bazı özetler yazıp seriyi sonlandıracağım.
1- Sonra sessiz sedasız toparlandık. Yağmur durunca yola koyulduk ve ben en az 10 metre önünden yürüyerek köyümüze ulaştık. Hiç konşumadık, hatta yüz yüze bile bakmadık. Ve bir daha da o kadınla hiç görüşmedim.
2- Sevgili < ="> Sıfır Noktası </> 'nın yorumlarına kısa cevaplarım; a) Hayatımda ilk defa bir kadınla beraber oldum. O yaşıma kadar çok az izlediğim porno filmlerin etkisiyle daha çok şey umuyordum ve bekliyordum. Örneğin; ben geç boşalmayı düşürüken sadece üçüncü sokmada hemen boşaldım. Neyseki dışarı.Ayrıca karşımdaki farklı şekillerde davranacak kadar bilgi sahibi dğeildi. Mesela oral seks'i bilmiyordu sanırım. b) O gün yaşadığım pek çok duygunun ne olduğunu çok sonradan öğrendim. Keza onun yaşadıklarınında. Mesela kadının aşırı ıslanmasına o an hiç bir anlam verememiştim. Durumu ve nedenini yine çok ama çok sonradan öğrenmiştim.3- Tarih boyunca kadın göğüsleri dişiliğin sembolü olmuştur. Hala da öyledir. Hiç bir erkek yoktur ki karşılaştığı bir kadının önce göğüslerine bakmış olmasın.
4- Bir kadına gözünü kırpmadan bakmak o kadın hissetiğinde, ona bir rahatszılık verir. Ama kaçamak bakışlardan hoşlanmayan çok az kadın vardır.
Çok kısa bazı özetler yazıp seriyi sonlandıracağım.
1- Sonra sessiz sedasız toparlandık. Yağmur durunca yola koyulduk ve ben en az 10 metre önünden yürüyerek köyümüze ulaştık. Hiç konşumadık, hatta yüz yüze bile bakmadık. Ve bir daha da o kadınla hiç görüşmedim.
2- Sevgili < ="> Sıfır Noktası </> 'nın yorumlarına kısa cevaplarım; a) Hayatımda ilk defa bir kadınla beraber oldum. O yaşıma kadar çok az izlediğim porno filmlerin etkisiyle daha çok şey umuyordum ve bekliyordum. Örneğin; ben geç boşalmayı düşürüken sadece üçüncü sokmada hemen boşaldım. Neyseki dışarı.Ayrıca karşımdaki farklı şekillerde davranacak kadar bilgi sahibi dğeildi. Mesela oral seks'i bilmiyordu sanırım. b) O gün yaşadığım pek çok duygunun ne olduğunu çok sonradan öğrendim. Keza onun yaşadıklarınında. Mesela kadının aşırı ıslanmasına o an hiç bir anlam verememiştim. Durumu ve nedenini yine çok ama çok sonradan öğrenmiştim.3- Tarih boyunca kadın göğüsleri dişiliğin sembolü olmuştur. Hala da öyledir. Hiç bir erkek yoktur ki karşılaştığı bir kadının önce göğüslerine bakmış olmasın.
4- Bir kadına gözünü kırpmadan bakmak o kadın hissetiğinde, ona bir rahatszılık verir. Ama kaçamak bakışlardan hoşlanmayan çok az kadın vardır.
23 Mayıs 2011 Pazartesi
Tarihte bir 19 Mayıs tatili sonrası.-2-
Bembeyaz bir göğüs ve emildiği için iyice pembeleşen ve dikleşen bir uç.... 17 Yaşında bir genç, yaşıtları gibi o dönemlerdeki gibi sadece resimlerde ve filmlerde gördüğü kadın göğüsünü bu sefer canlı gördüğü için tabiki utangaç. Kaçamak bakışlar attığm için heyecan bastırdı tabiki. Yüzümün kızardığını bugünkü gibi hissediyorum. Kadın farketti baktğımı ve birde heyecanımı hissetti. Bir yandan uyuyan bebeginin yüzünü kapatıp onu kayalıklar arasından tek tük sızan yağmur damlalarından korumaya çalışyordu. Göğsünü hala kapatmamıştı. Bir an gözgöze geldik. ben heyecandan adeta titriyordum. O ise gülümsedi ve tel eliyle açıktaki tek göğüsünü adeta okşayarak avuçlarıyla kıyafetinin içine yerleştirir gibi davrandı. Zaten çoık yakındık birbirimize. Gözlerimi artık ayırmıyordum. Muzipçe ve gülümseyerek "- Hiç kadın göğsü görmedin dğeilmi.?". Bende "-Hayır!" derken sesim titredi. İlk şddetinde olmazsa bile hala yağmur yağıyordu. Damlaların düşmediği ve ıslanmayan tek yer onun oturdğu yerdi. Ayağa kalktı. Bebegi battanyesi ile kalktğı yere bıraktı yavaşça o arada eğilirken götünü adeta bana yapıştırdı. Hafifçe geriledim tabiki ve bana dönüp birden ellerimi tuttu ve göğüslerinin üstüne koydu. kıyafet üstünde ellerinin yardımıyla okşadım biraz. Diilim kurumuştu heyecandan, ellerim titriyordu. o rahat hareketler bir elimi kıyafetinin içinden göğüsyle temas etmemi sağladı yumuşacık ve çok iri olmayan göğüslerden birini kendisininde yardımıyla okşadım, elim uçlarına değiyordu. Ben şaşkınlık içinde ve titreyen elimle diğer göğsünüde okşadım Yüzüne bakamıyordum kadının, gözlerimde göğüslerindeydi. Bir anda diger elimi tutup kalçasına koydu. Balık etli, hafifçe dolgun olan kalçasınıda okşarken nefesim sıklşamış ve sikim dimdik olmuştu. Pantolonumun üsütnde okşadı eliyle..Heyecan dayanılmazdı, o günlerde adını bilmediğimiz "adrenalin" tavan yapmış. Hayatımda ilk defa bir kadınla cinsel duygularla bu kadar yakın oluyordum. Kazağını yukarı sıyırıp sütyensiz göğüslerini iki elimle avuçlardım ve dudaklarımı dayadım. öptüm. kokladım ve uçlarını yaladım. Porno filmlerden öğrendiğim dil darbelerini vurdum. Şu anda düşünüyorumda neden biz hiç öpüşmedik. Blimyiormuydum öpüşmesini yoksa heyecandan bunu düşünemedimmi, hiç hatırlamıyorum. Hatırladığım tek şey benbeyaz ve yumuşacık göğüsler ve pembe. dik uçları. Oda hiç teşebbüs etmedi öpüşmeye, hiç gözgöze gelmediğimiz için nereye baktğınıda bilmiyordum. Ama eli sikimdeydi ve okşuyordu pantolonun üstünde . Çok sürmedi göğüs sefam ne yazıkki. Pantolonumu çözmeye çalışınca bende yardım ettim ve bir çırpıda çözüp aşağı indirdim ve dimdik olan sikimi avuçaldı. okşadı. Ve egilip hem okşadı hemde baktı. ve yüzüne sürdü sikimi. Ucu kan dolmuş ve moramış sikim zonluyordu. Damarları belirginleşmişti. O zaman benim az çok bildiğim oral seks yapmasını umdum ama yapmadı. Kimbilir belkide bilmiyordu. İnsiyatif tamamen onda olduğu için ben kendilğimden hiç bir hareket yapamıyordum. Ama o zevkini çıkartıyordu. Sikimi okşamaya devam ediyor arada yanaklarına dokunduruyordu. bir an dudağında değdi ucu. Agzına alıp oral yapmasını çok istedim ama cesaret edemedim o acemi, çekinden ve heyecanlı halimle. Uzanacak bir yer yoktu. Arkasını döndü. eteğini yukarı katladı ve yöremizde "tuman" adıyla bilinen şalvarını o kaynana donuyla beraber sıyırdı. Bana döğru domalmıştı ve müthiş beyaz ve biraz kocaman kalaçası gözümün önündeydi eliyle sikimi tutup sürttü götüne.O domalmış durumda eliyle sikimi götüne ve kalçasına sürterken bende artık ellerimin kontrolunü kaybetmiş ve bacaklarını okşayarak elimi içlere doğru götürdüm ve hafifçe kıllanmış amnı avuçladım. Islak ve sıcacıktı. Kocaman üst dudakları iyice ayrılmıştı. Diğer eliyle eilimi tuttu ve amına iyice bastırdı alttan domalmış vaziyette. Ayaktaydım. Ne olurdu sanki şu yerler biraz kuru olsaydı...
Artık sikimin kan pomplaması üst düzeye gelmişti ve onun okşamaları sürtmelerine dayanamaz olmuştum. O günkü acemilik ve heyecanıma ragmen kendimi tutabilmişim. Hayret.. Diger eliyle de elimin hareketlerine yön veriyor ve gitikçe ıslanan amını okşayıp elimi bastırıp duruyordum. Artık dayanamaz hale gelimştik ikimiz ve ben sikimi elime tutup götüne sürterek amına dayadım. O ise biraz daha kalaçsını kaldırıp sikimi eliyle amına dayadı ve ben bastırınc adeta kayarak içine girdi. Sıcaklık ve ıslaklığını sikimin ucnda hissedip heyecanın tavan yaptığ bir anda daha uzun süre sikmeyi düşünürken bedenim buna izin vermedi ne yazıkki. Artık tutamayacağımı anladım ve sadece iki defa sokup çıkarınca üçüncüsü fırsat kalmadı. Sikimi çıkardığım anda müthiş bir şekilde boşaldım. Menilerimin o şiddetle nereye fışkırdğını bilmiyorum sadece içine boşalmadğımı biliyordum. Onun inlemeleri ve götünü iyice bana bastırmasından çok sonraları onunda boşaldığını anlamış oluyordum...
20 Mayıs 2011 Cuma
Tarihte bir 19 Mayıs tatili sonrası.1
Bu yıl bahar tam bilinen ve özlenen bir bahar gibi. Bazen yakıcı güneş, bazen yağmur. Hatta yakın geçmişteki diğer bahar mevsimlerinden farklı bu bahar pek çok yerde kar bile yağdı.
Dün 19 Mayıs'tı. Bayram. Bulunduğum şehirde havada güzel olunca törenler yapıldı ve sonrasında gençler tatilin keyfini çıkardı. Ne güzel. Bugün ise 20 Mayıs. Az önce gün boyu o ılık yansıması ile bizi artık yaz geliyor diye uyaran güneş, birden bulutların arkasına saklandı. Hatta kayboldu ve yağmur yüklü bulutlar, tıpkı 21 yıl önce olduğu gibi birdenbire üzerime kovalar dolusu suyu boşalttılar. Ama bu sefer o iri damlalı yağmurdan korunmak zor olmadı. Hemen bir alışveriş merkezine daldım. Çok ıslanmadan kurtardık artık seyrekleşen saçı. Oysa 21 yıl önce böyle bir şansım yoktu. Hatta vardı ama korunmak biraz daha yürümem gerekiyordu. Tek ben değil tabii ki. Biri daha vardı. Genç bir kadın ve kucağında bir yaşını henüz doldurmuş bir bebek.
21 Yıl önce..
Yine bir 19 Mayıs ertesi. ve yine 4 günlük tatil. 17 yaşında liseli genç bir delikanlı bayram törenlerine katılmış ve o gün akşamki eğlenceyi de kaçırmamak için hemen köyüne gitmek için yola koyulmamıştı. Önceki günün yorgunluğu ve baharın getirdiği rehavet birleşince ertesi gün biraz geç uyanır. Hava yine açık güneş baharın tüm güzelliğini adeta bir tablo gibi önümüze sermekteydi. Bir parça bulut var tabi ama yinede yola koyulma zamanı. İstikamet8. km ötedeki köyü. 2 km .lik düz bir arazi yolundan sonra geniş bir koruluk ve zaman zaman meydana çıkan, Neozoik zamanda oluşan koca kayalar arasında tamamen yokuş. İlçeden çıkıp tam dağa çıkmadan önce yol üstünde bir köy var küçük. o köyün köpekleri fena. Kokunu bir kilometre öteden alıp havlayarak sana doğru koşarlar hep. Alışkın olduğum için takmadım ve bana yaklaşmaya başlayınca zaten onları durdurmak kolaydı. Yinede köyün biraz yukarısından çıktım. O patika yoldan çıkmaya başlamıştım ki, azalan köpek havlamalarını bastıran bir ses duydum. Bir teyze bana doğru bağırarak;
"- Heyyy. sen k.... Köyüne mi gidiyorsunnnn!!"
"- Evetttt.Ne varrr."
"- Beklesene filancanın gelini de o köye gidecek ama tek bırakmadık. Seninle gelsinmiiiii.?"
"- Tamam gelsinnn."
Çıktı gelin sırtına bohçalamış bebeği ile. her iki elinde de birer çanta. Tipik köylü genç kadını, ayağında yemeni, başında çene altı bağlanmış bir yazma ve uzun bir etek, altında köylü şalvarı. Şalvarın paçası lastikli. Üstte triko ceket, yelek vs. ve her biri bir renk.
Adımlarımı ağırlaştırdım. Kadın geldi arkadan yetişti bana. akraba değil ama tanıdık. Köyümüze gelin gelmiş. Kısa bir hal hatırdan sonra ben önden o arkamdan yavaş yavaş çıkıyoruz yokuşu. Neyse ki hava güzel, kısa sürede yetişiriz köyümüze. Diye sesli düşünmeye başlamıştım ki.. O Bulut parçaları ne zaman birleşti. Ne zaman koyu gri bir renk aldılar hiç fark etmemişim. Birden o koca damlalarını yavaş yavaş tepemize indirmeye başladı.
"-Eyvah" dedi kadın. "keşke bu yağmurun geçmesini bekleseydik." dedi.
Bende "- biraz hızlanalım şu kaya kovuklarında sığınacak yerler var" dedim. Ve hızlanarak nefes nefese yokuşu çıkmaya başladık. Dünkü gibi şanslı değildim. Gittikçe şiddetlenen yağmur bir güzel tepemize yağmaya başladı. Ben çeketimi başıma geçirdim. Kadın ise bebeğini koruma telaşına düştü haklı olarak. Çantasından çıkardığı mini bebe battaniyesini ben hem kadının başına hem de bebeği koruyacak şekilde yerleştirdim ve hızlı adımlarla yokuş yukarı çıkmaya başladık. Kayalık yere ulaşmamız çok sürmedi ilk kovuk bir açıktı ve yağmur yine vuruyordu. orayı geçtik bir başka kaya kovuğuna sığındık. Bu kovuk daha genişti. hatta bir başka koca kaya dayanmıştı ve çobanlar orayı birazda taşlarla örmüşlerdi. Yağmur vurmayan bölümü kadına verim. Çantalarını bırakıp bebeği çözdü kucağına aldı. uyanmıştı bebe o yağmur taneciklerinde biraz yemişti. iyi sardı sarmaları başını kuruttu bebeğinin. Ben ayakta bir yandan dışarıda tüm şiddetiyle yağan yağmuru izlerken arada kaçamak bakışlarla kadına bakıyordum. Gençtim, toydum. utangaçtım o zamanlar...
Biraz rahatladıktan sonra önce başındaki iyice ıslanmış yazmayı çıkardı. değişecekti. toplanmış ve arkaya toplanmış saçları sarıydı. Zaten kendisi açık tenliydi.Gözleri yeşildi ve minyon tipli birazda kiloluydu. Hani şu balık eti tabir edilenlerden. Saçını ilk defa görüyordum. kaçamak bakışlarla. bebeği rahat durmuyordu bazen ağlıyor bezende değişik sesler çıkartıyordu. hasta olmalıydı. sormadım. o söyledi hasta zaten diye.
çantasından şurup çıkardı. Bende yardım edip bir kaşık içirdi. Ben biraz daha yakınına oturmuştum. Bebeği izliyordum.
Bebek durmayınca gayri ihtiyari ağzımdan "- bu acıkmıştır.!" lafı çıktı. "-Evet biliyorum" dedi.
Ve hafifçe sırtını yan dönerek memesini çıkartıp bebeği emzirmeye başladı. Yağmur hala yağıyordu tüm şiddetiyle ve arada gök gürlüyordu. Gün ortasıydı.Yağmura rağmen çok aydınlıktı her taraf. Bebek emmeye başlayınca rahatlamıştı. ve Tabii ki kadında biraz da dinlenmiş olmanın verdiği rahatlıkla bir yandan benimle konuşuyor bir yandan bebeğini emzirirken memesini sıkı sıkıya kapıyordu. Ben kaçamak bakışlar atıyordum tabii ki ama utandığım için çok süzemiyordum.
Kadın çantasından bir şey almak için elini çekti göğsünden. Bembeyaz bir göğüs. Gözümü alamadım. o bana bakmadan çantasını karıştırdı ama aradığını bulamadı tek eliyle ben yardım etmek için eğildim ve. gözüm o göğüste. Bebek uyumuş meme ağzında. ve çantasından benim yardımımla çıkardığı bezle bebeğin ağzını sildi. o arada göğsü ucuyla beraber dışarıda kaldı. bembeyaz bir göğüs ve emildiği için iyice pembeleşen bir uç.... devam edecek
Dün 19 Mayıs'tı. Bayram. Bulunduğum şehirde havada güzel olunca törenler yapıldı ve sonrasında gençler tatilin keyfini çıkardı. Ne güzel. Bugün ise 20 Mayıs. Az önce gün boyu o ılık yansıması ile bizi artık yaz geliyor diye uyaran güneş, birden bulutların arkasına saklandı. Hatta kayboldu ve yağmur yüklü bulutlar, tıpkı 21 yıl önce olduğu gibi birdenbire üzerime kovalar dolusu suyu boşalttılar. Ama bu sefer o iri damlalı yağmurdan korunmak zor olmadı. Hemen bir alışveriş merkezine daldım. Çok ıslanmadan kurtardık artık seyrekleşen saçı. Oysa 21 yıl önce böyle bir şansım yoktu. Hatta vardı ama korunmak biraz daha yürümem gerekiyordu. Tek ben değil tabii ki. Biri daha vardı. Genç bir kadın ve kucağında bir yaşını henüz doldurmuş bir bebek.
21 Yıl önce..
Yine bir 19 Mayıs ertesi. ve yine 4 günlük tatil. 17 yaşında liseli genç bir delikanlı bayram törenlerine katılmış ve o gün akşamki eğlenceyi de kaçırmamak için hemen köyüne gitmek için yola koyulmamıştı. Önceki günün yorgunluğu ve baharın getirdiği rehavet birleşince ertesi gün biraz geç uyanır. Hava yine açık güneş baharın tüm güzelliğini adeta bir tablo gibi önümüze sermekteydi. Bir parça bulut var tabi ama yinede yola koyulma zamanı. İstikamet
"- Heyyy. sen k.... Köyüne mi gidiyorsunnnn!!"
"- Evetttt.Ne varrr."
"- Beklesene filancanın gelini de o köye gidecek ama tek bırakmadık. Seninle gelsinmiiiii.?"
"- Tamam gelsinnn."
Çıktı gelin sırtına bohçalamış bebeği ile. her iki elinde de birer çanta. Tipik köylü genç kadını, ayağında yemeni, başında çene altı bağlanmış bir yazma ve uzun bir etek, altında köylü şalvarı. Şalvarın paçası lastikli. Üstte triko ceket, yelek vs. ve her biri bir renk.
Adımlarımı ağırlaştırdım. Kadın geldi arkadan yetişti bana. akraba değil ama tanıdık. Köyümüze gelin gelmiş. Kısa bir hal hatırdan sonra ben önden o arkamdan yavaş yavaş çıkıyoruz yokuşu. Neyse ki hava güzel, kısa sürede yetişiriz köyümüze. Diye sesli düşünmeye başlamıştım ki.. O Bulut parçaları ne zaman birleşti. Ne zaman koyu gri bir renk aldılar hiç fark etmemişim. Birden o koca damlalarını yavaş yavaş tepemize indirmeye başladı.
"-Eyvah" dedi kadın. "keşke bu yağmurun geçmesini bekleseydik." dedi.
Bende "- biraz hızlanalım şu kaya kovuklarında sığınacak yerler var" dedim. Ve hızlanarak nefes nefese yokuşu çıkmaya başladık. Dünkü gibi şanslı değildim. Gittikçe şiddetlenen yağmur bir güzel tepemize yağmaya başladı. Ben çeketimi başıma geçirdim. Kadın ise bebeğini koruma telaşına düştü haklı olarak. Çantasından çıkardığı mini bebe battaniyesini ben hem kadının başına hem de bebeği koruyacak şekilde yerleştirdim ve hızlı adımlarla yokuş yukarı çıkmaya başladık. Kayalık yere ulaşmamız çok sürmedi ilk kovuk bir açıktı ve yağmur yine vuruyordu. orayı geçtik bir başka kaya kovuğuna sığındık. Bu kovuk daha genişti. hatta bir başka koca kaya dayanmıştı ve çobanlar orayı birazda taşlarla örmüşlerdi. Yağmur vurmayan bölümü kadına verim. Çantalarını bırakıp bebeği çözdü kucağına aldı. uyanmıştı bebe o yağmur taneciklerinde biraz yemişti. iyi sardı sarmaları başını kuruttu bebeğinin. Ben ayakta bir yandan dışarıda tüm şiddetiyle yağan yağmuru izlerken arada kaçamak bakışlarla kadına bakıyordum. Gençtim, toydum. utangaçtım o zamanlar...
Biraz rahatladıktan sonra önce başındaki iyice ıslanmış yazmayı çıkardı. değişecekti. toplanmış ve arkaya toplanmış saçları sarıydı. Zaten kendisi açık tenliydi.Gözleri yeşildi ve minyon tipli birazda kiloluydu. Hani şu balık eti tabir edilenlerden. Saçını ilk defa görüyordum. kaçamak bakışlarla. bebeği rahat durmuyordu bazen ağlıyor bezende değişik sesler çıkartıyordu. hasta olmalıydı. sormadım. o söyledi hasta zaten diye.
çantasından şurup çıkardı. Bende yardım edip bir kaşık içirdi. Ben biraz daha yakınına oturmuştum. Bebeği izliyordum.
Bebek durmayınca gayri ihtiyari ağzımdan "- bu acıkmıştır.!" lafı çıktı. "-Evet biliyorum" dedi.
Ve hafifçe sırtını yan dönerek memesini çıkartıp bebeği emzirmeye başladı. Yağmur hala yağıyordu tüm şiddetiyle ve arada gök gürlüyordu. Gün ortasıydı.Yağmura rağmen çok aydınlıktı her taraf. Bebek emmeye başlayınca rahatlamıştı. ve Tabii ki kadında biraz da dinlenmiş olmanın verdiği rahatlıkla bir yandan benimle konuşuyor bir yandan bebeğini emzirirken memesini sıkı sıkıya kapıyordu. Ben kaçamak bakışlar atıyordum tabii ki ama utandığım için çok süzemiyordum.
Kadın çantasından bir şey almak için elini çekti göğsünden. Bembeyaz bir göğüs. Gözümü alamadım. o bana bakmadan çantasını karıştırdı ama aradığını bulamadı tek eliyle ben yardım etmek için eğildim ve. gözüm o göğüste. Bebek uyumuş meme ağzında. ve çantasından benim yardımımla çıkardığı bezle bebeğin ağzını sildi. o arada göğsü ucuyla beraber dışarıda kaldı. bembeyaz bir göğüs ve emildiği için iyice pembeleşen bir uç.... devam edecek
10 Mayıs 2011 Salı
Facebook hakkında ve içinden.
İlk çıktğı günlerde facebook'u bende denedim. Bir üyelik oluşturdum. Çok takılmaım önceleri, ancak zaman ilerledikçe tanıdık herkes "-face'n varmı" diye sorup durdu. Açıkçası bende saf saf var dedim ve neredeyse msn'mdeki herkesi kabul ettim. Sessizlik sadece 2 gün sürdü. İki gün sonra önce birsi, sonra öteki ve daha sonraki saatler içinde diğerleri hep aynı şeyi sordular kızgınlıka. "- Bu kim.?", "-O kim?", "-Bunlar kim çabuk açıkla!.".vs. Gayet tabiki ustalıkla hepsini cevapladım ama buna ragmen bana kızıp, küsenler oldu. Facebook'u iptal ettim hemen. ama iptal biraz zaman alıyormuş Yani kurtuluş zordu. Neticede benim sadece kendilerine ait olduğumu sanan pek çok internet sevgililerimden üçünü kaybettim. Kalanlar da ya benden vageçemedikleri için yada bana inandıkları için benimle devam ettiler ve halada ediyorlar.
Bu kötü facebook macerasından sonra o siteyi hiç merak etmedim, girmedim.
Ancak 2 gün önce çok sevdiğim bir arkadaşım ısrarla beni okey oynamak için çağırdı ve dandik bir üyelik oluşturarak üye oldum.(Şu an oda iptale verilmiştir). Bu kısa üyelik sırasında facebook'ta biraz gezindim. Şunun arkadaşı, bunun arkadaşı derken birbirinden ilginç resimlerle karşılaştım. resimlerin altındaki yazılar ve başlıkların birer tuzak olduğu, yada gerçeklerle ilgisinin bulunmadğını anlamak zor değil. Ama ben resimlere taktım ve birkaç tanesini alıp burada paylaşayım dedim.
Sevgili okuyucular. Tahmin edeceğiniz gibi türbanlı bayanlara karşı değişik bir ilgim var. Ki zaten benim internet üzernden tanışıp beraber olduğum bayanlardan üç tanesi türbanlıydı. Gerçek olan şey şu ki; seks konusunda türbanıl bayanlarla türbansız bayanlar arsında hiç fark yok.
İlk çıktğı günlerde facebook'u bende denedim. Bir üyelik oluşturdum. Çok takılmaım önceleri, ancak zaman ilerledikçe tanıdık herkes "-face'n varmı" diye sorup durdu. Açıkçası bende saf saf var dedim ve neredeyse msn'mdeki herkesi kabul ettim. Sessizlik sadece 2 gün sürdü. İki gün sonra önce birsi, sonra öteki ve daha sonraki saatler içinde diğerleri hep aynı şeyi sordular kızgınlıka. "- Bu kim.?", "-O kim?", "-Bunlar kim çabuk açıkla!.".vs. Gayet tabiki ustalıkla hepsini cevapladım ama buna ragmen bana kızıp, küsenler oldu. Facebook'u iptal ettim hemen. ama iptal biraz zaman alıyormuş Yani kurtuluş zordu. Neticede benim sadece kendilerine ait olduğumu sanan pek çok internet sevgililerimden üçünü kaybettim. Kalanlar da ya benden vageçemedikleri için yada bana inandıkları için benimle devam ettiler ve halada ediyorlar.
Bu kötü facebook macerasından sonra o siteyi hiç merak etmedim, girmedim.
Ancak 2 gün önce çok sevdiğim bir arkadaşım ısrarla beni okey oynamak için çağırdı ve dandik bir üyelik oluşturarak üye oldum.(Şu an oda iptale verilmiştir). Bu kısa üyelik sırasında facebook'ta biraz gezindim. Şunun arkadaşı, bunun arkadaşı derken birbirinden ilginç resimlerle karşılaştım. resimlerin altındaki yazılar ve başlıkların birer tuzak olduğu, yada gerçeklerle ilgisinin bulunmadğını anlamak zor değil. Ama ben resimlere taktım ve birkaç tanesini alıp burada paylaşayım dedim.
Sevgili okuyucular. Tahmin edeceğiniz gibi türbanlı bayanlara karşı değişik bir ilgim var. Ki zaten benim internet üzernden tanışıp beraber olduğum bayanlardan üç tanesi türbanlıydı. Gerçek olan şey şu ki; seks konusunda türbanıl bayanlarla türbansız bayanlar arsında hiç fark yok.
7 Mayıs 2011 Cumartesi
Badminton 2
Taktım şu Badminton'a. Yine sopr basınına haber oldu. Neymiş Dünya Badminton Federasyonu başkanı “Etekler illa ki kısa olacak diye bir şey yok. Bizim amacımız kadını cinsel obje olarak göstermek değil. Ancak kadın oyununun farklılığını göstermeliyiz” ifadeleriyle kararı savunmuş. Yani sen onu külahıma anlat. Olay bal gibi kadın cinselliğini öne çıkarma çabasıdır. Resime bakın, yorum sizin.
19 Nisan 2011 Salı
Badminton diye bir spor varmış.
Wikipedi den alıntı: "
Tüytop ya da badminton, raket ve bir tür tüylü topla oynanan tenis benzeri bir oyundur.
Kaz tüyünden yapılma bir top ve raketle oynanan bir oyun olan Badminton, topun file üzerinden rakip alana atılması ve geri dönmesini sağlamak amacına dayanan bir spor dalıdır.
Badminton, kolayca öğrenilebilen, erkek ve kadın, 7 yaşından 77 yaşına kadar bütün yaş grubunda insanların yapabildiği ender spor dallarından biridir. Tenis oyunları gurubundan olması nedeniyle rakipler arasında bir net(file) bulunur. Dolayısıyla herkes kendine ayrılan sahada oynar, topu (tüytop) oldukça zararsızdır, böylece yaralanma veya sakatlanma riski en düşük etkinliklerdendir. Her yaşta ve her performans düzeyinde oynanır ve zevk verir, kişiyi zorlamaz, aşırı yüklenmenin kötü sonuçları oluşmaz."
Şimdi pek bilnimeyen bu spordan neden bahsettim diyeceksiniz. Efendim
Tüytop ya da badminton, raket ve bir tür tüylü topla oynanan tenis benzeri bir oyundur.
Kaz tüyünden yapılma bir top ve raketle oynanan bir oyun olan Badminton, topun file üzerinden rakip alana atılması ve geri dönmesini sağlamak amacına dayanan bir spor dalıdır.
Badminton, kolayca öğrenilebilen, erkek ve kadın, 7 yaşından 77 yaşına kadar bütün yaş grubunda insanların yapabildiği ender spor dallarından biridir. Tenis oyunları gurubundan olması nedeniyle rakipler arasında bir net(file) bulunur. Dolayısıyla herkes kendine ayrılan sahada oynar, topu (tüytop) oldukça zararsızdır, böylece yaralanma veya sakatlanma riski en düşük etkinliklerdendir. Her yaşta ve her performans düzeyinde oynanır ve zevk verir, kişiyi zorlamaz, aşırı yüklenmenin kötü sonuçları oluşmaz."
Şimdi pek bilnimeyen bu spordan neden bahsettim diyeceksiniz. Efendim
Dünya Badminton Federasyonu (BWF), kadın badminton oyuncularının artık şort yerine etekle maç yapacağını duyurdu.
Sporculara etek giydirerek tanıtım ve sponsor bulma çabası yani.
Oysa olay ve niyet çok açık. Diğer pek çok spor dallarında olduğu gibi kadın sporcular giyecekleri dekolte ve seksi kıyafetler ile ilgiyi spordan çok kendi üstlerine çekecekler. Şu feminist takımı yada toplumun her aşamasında kadınların istismar edildiğini düşünen güruh bu olaya ne diyecek acaba.?
19 Mart 2011 Cumartesi
16 Mart 2011 Çarşamba
15 Mart 2011 Salı
31 Ocak 2011 Pazartesi
İnternette seks.
Çok duyduğunuz, çok yaşadğınız ve bundan sonrada hep yaşayacağınız ve duyacağınız İnternette seks sözcüğü, hiç bu haber kadar ilgimi çekmemişti doğrusu. Yani sevgililerimden birisi bana kamerada orasını burasını gösterseydi bile bu kadar ilgili olamazdım inanın. işte haber burada .Takdir ve yorum siz sayın okuyucularımındır.
Tüketici, hakkını aramalı.. hemde sonuna kadar.!
Son yıllarda, özellile AB uyum yasaları çıkartılıp ülkemizde alışık olunmayan uygulamalarla karşılarıca çoğumuz şaşırdık. Öyle ya sadece yabancı haberlerde sıklıkla duyduğumuz bazı haklar artık ülkemizde de rahatça aranıyor ve sonuç alınıyor. Bunların en önemlisi tüketicinin bilinçlenmesi. Bakın bu haberde ülkemizde tüketicilerin haklarını arama konusunda eriştikleri noktayı gösteriyor. İnanın Avrupa da bile bu noktaya gelindiğini sanmıyorum. İşte haber burada. Yorum siz sayın okuyucularındır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)